16 Ekim 2016 Pazar

yazıyor...

her zaman her şeyi herkese anlatabilmek zordur! en çokta; kendine itiraf etmen gerekenler olduğu  zamanlarda sırra kadem basar kelimeler... işte! kendini labirentlerin arasında kaybolmuş gibi hissettiğin böyle anlarda harflerin dansında bulursun çıkış kapısının anahtarını... ayrıca, hiç fark etmez yazdıklarının okunup okunmaması. senden uzaklaşan her bir harf sırtındaki bir yükü de alır götürür içinden..asla bir yetenek olmadım bu sayfaların arasında. hatta, sıklıkla saçmalıyorum, bir de bazı zamanlar söyleniyorum yazdıklarıma "ne anlamsız bir cümle olmuş bu!" diye .ama olsun... öyle veya böyle önümde bana ait hatıralar,duygular var zaman zaman dönüp bakabileceğim.çünkü;insan unutubiliyor en büyüleyici anların içinde parlattığı yıldızları.ya da silebiliyor hafızasından hiç hatırlamak istemediği kırıklıklarını.oysa;nefes aldığımız her anı insan olmaya dönüştüren bu yaşadıklarımız değil mi? biliyorum,çok zor kendini hataların ile sevmek...cebine doldurduğun keşkeler ağırlık sana.oysa;onlar elinden tutupta büyütüyor seni.sonra öğreniyorsun, "iyi" nasıl olunur.her karanlık günün ardından görüyorsun güneşi...çünkü;hayallerin,sevinçlerin,heyecanların,keşkelerin,gözyaşların hepsi sensin..içerisinde hayat bulduğun herşey rengarenk...ve büyümek renklerini çoğaltınca gerçekten büyümek oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder