uykumun gelmesi ile başlayan huysuzluğum uykumun kaçmasının getirdiği huzursuzlukla birleşince gün içinde hiç sorgulamadığım düşünceler çalıyor kapımı.en çok kendini hatırlatan da tanıdığım herkesin dilindeki gitme isteği...
Başkalarının mutsuz olduğu yerlerde biz huzuru bulacağız sanıyoruz.işin garibi,gittiğimiz yerden tekrar kaçmayı isteyebileceğimiz ihtimalini hiç aklımıza getirmiyoruz.
Hep duyduğumuz "kendini de götürdüğün sürece kaçamazsın hiçbir yere"sözü ne kadar doğru?
Eğer mutsuzsan;soluduğun havadan,her gün önünden geçtiğin simitçiden,akşamları yemek yediğin yerde çalan müzikten,evine girip çıkarken aslında hiç hoşlanmadığın ama hep selam verdiğin komşundan,samimi görünen samimiyetsizlerden,aynı kırmızı ışıkta uzun uzun beklemekten,denize karşı çay içememekten,aynı merhabalardan,aynı "görüşmek üzere"diye söylenen ama görüşülmeyen vedalardan... neden gitmeyesin ki? Neden iyi gelmesin aklındaki bütün yorgunlukları harekete geçiren her kokudan,her yüzden,her andan uzakta olmak....
Küçük bir valizle,hiç tanımadığın bir yerde,sana ait hiçbir şey olmayan küçük bir odada,daha önce hiç dinlemediğin bir şarkıda uykuya dalsan...belki aklındakiler kendilerine ait detaylar bulup birbirlerine sarılmadıklarında çok başka rüyalarda bulursun kendini.zihnin,hep saklanan ve ortaya çıkmak için fırsat bulamayan yeni hayallerle dolar taşar belki....